Bu Blogda Ara

27 Mart 2017 Pazartesi

27 MART TİYATROLAR GÜNÜ



Aslında baktığımızda Sinema ve televizyonun insan yaşamını ne denli etkilediğinin farkındayız.
Ve bunun farkındalığıyla ne çok olağan durumları kabullenmek zorunda kalışımızda cabası.
Oysa Namık Kemal’e göre tiyatro eğitici bir okul ve aynı zamanda bir eğlenceydi.
Geçmiş yıllara nazaran Evet ... 
Toplumun eğitimi açısından tiyatronun yeri ayrı fakat bunların kökü tiyatrodan gelmektedir.
Bu yüzden yaşantımızın bir yerlerinde sanatı ağırlamak istiyorsak tiyatroya seyirci kalmamalı, tiyatro seyircisi olmalıyız...


Göknur ORAL


17 Mart 2017 Cuma

Tv Yayınları

Günümüzde artık televizyonlar öyle programlar yapıyorlar ki, akla hayale durur.Bir nevi beyin travması yaşıyoruz .Ve bu travma ile gün geçtikçe ölüyoruz .Değerlerini diri  tutamayan bir nesilden ne beklersiniz ?
Ne aile terbiyesi kalıyor ne millet bilinci, tamamen çeşitli oyunlar ile beyin yıkama ve cinsel dürtü oluşturma empozizasyonu içinde bulunan tv yayınları evimizin baş köşesinde izlenmeye hazır hale geldi.Ve nedense bu durumları bizlerde  hoş görür olduk.
Oysa genel ahlaka, manevi  değerlere ve ailenin korunması ilkesine aykırılık ve argo sözcüklerin  kullanılması konusunda mutlu aile neredeyse kalmadı.Her gün boşanmalar ile karşı karşıyayız .Beyinlere empoze edilen bu tv yayınlarından ötürü çoğu aile sadakatin ne demek olduğunu unuttu.Kendi çıkarları ,kendi istekleri doğrultusunda tahammülsüzlük göstererek aile kavramını basitleştirdi.
Ve ne yazık ki aile kavramı sadece evlilikten ibaret bir imza ve yine evliliğin sonlanması ile oluşan bir imzadan başka bir şey olmadı.
Çünkü gözümüze soka soka beynimize istila etmeyi başardılar .
Nasıl mı ?
Evliliğin maddiyata indirgenmesi, adayların dış görünüşleri ile  yargılanması, adaylar arasındaki "nahoş" davranışlar, küçük düşürücü söylemler,  adayların komik duruma düşmelerine neden olunması, sansasyonel kişilere  ısrarla yer verilmesi, olayların dramatize edilmesi, katılımcıların evlilik dışı  amaçları, engelli adayların engellerinin ön plana çıkarılması, bir kısım ajans  çalışanlarının katılımcı gösterilmesi, özel hayatın gizliliğinin ihlali, insan  onuruna aykırı yayın yapılması ve toplumsal değerlerin dikkate alınmaması gibi  unsurlar ile aile değerlerimizi yok etme aşamasına getirdiler.
Gelin önce bu tv yayınlarını izlemeyerek reytinglerin düşmesine ve en önemlisi  RTÜK’ şikayet edelim.
Nasıl Şikayet Edebilirim? demeyin ! Bir çözümü var .
Rtük’ e bu yayınları şikayet etmek için bir dilekçe ile başvuru yapmanıza gerek yok. TV’ nin başında anlık olarak ALO 444 1 178 numaralı telefonu arayarak şikayetinizi bildirebilirsiniz.
İkinci bir nokta bilgisayarınızdan http://www.rtuk.org.tr/ adresinden ‘İzleyici/Dİnleyici’ sekmesi altından ‘Yayın Denetimi’ bölümünden ‘İzleyici bildirimleri’ ve ‘Görüş ve Önerileriniz’ sekmelerine ulaşarak şikayetinizi bildirebilirsiniz.
Üçüncü bir erişim olanağı ise, android ya da İOS telefonlarınızdan uygulama indirme bölümüne RTÜK yazarak çıkan resmi uygulamayı indirmenizle oluşacak. Bu uygulama ile kolaylıkla şikayetinizi bildirebilirsiniz.
''Şikayetlerinizin Önemi ÇOK /Şikayet yağıyor ama sonuç belirsiz '' diye bir şey yok.
Artık devletin verdiği bireysel olanaklar ile bizler şikayet edeceğiz ki kurumlar baskı altında olduklarını bilsinler. Güzel bir toplum için ,ahlâki değerlerimiz için herkes elinden geleni yapmalı.

Göknur ORAL 

8 Mart 2017 Çarşamba

8 MART SADECE SKANDAL BİR GÜN !

“ Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe ”yaşayacağı bir dünyayı tasavvur etmek…
Ve teslim olmamak zorbalara...Savaşsız, sömürüsüz,hayalleri diri duran çocuklar , Kadına olan şiddettin hiç olmadığı kısacası insan haklarına özen gösteren bir dünyanın mümkün olduğuna inanmak.
En önemlisi;“…Böylesine güzel bir gökyüzünün altında, bu kadar kötü insan nasıl yaşar ? ” sorusuna cevap arayarak insan kalmak…
Ve evet.. İnsan olmak ,İnsan olmayı başarabilmek ... Niyeyse bu zamanda bu olgu artık çok zor .Sanki  'kötülük ' önce beyinlerimize empoze edildi sonra tüm benliğimize istila edildi ve  değerlerimiz kayboldu.Zamanla vicdanlarımız da köreldi.Daha insanlık evresini kavrayamazken ve şimdi saçma sapan günleri güya kendimizce yada resmi göz boyamasıyla kutluyor,kutluyoruz.
Ne acı ! Ne gam ama ! ... Kimse gerçeği idrak edemiyor mu ?
Adeta skandallık ,8 Mart Kadınlar Günü! Neden mi ?Bir kadın  kaç kere kendinden nefret eder ? 
Ve daha kaç kere kendinden tiksinmesi gerek ?Hiç düşünüldü mü ?
Şahsen ben Kadınlar Gününün Kutlamasını, bir kadın olarak ,şahsım adına bir hakaret sayarım.Sanki kadına duyulması gereken saygı ,tek bir günle belirtilip uygulanacakmış gibi (tecavüz,işkence-dayak,ölüm vs.) tüm skandallar göz ardı edilip türlü türlü etkinlikler ve daha nice saçma yazılar...
Alay edildiğimize çanak tutulan saçma bir gün işte !
İlla ki bir olgu kutlanması gerekiyorsa ;Bir neden aramak saçma.Hele ki  bu dünyada kadın olmak her şeyi yaşamaya yeterli bir neden iken...Çünkü kadın olmak bir güçtür. Hatta suçtur KADIN olmak.. Herkesin sahip olmak istediği bir bedeni vardır. Korumak zorunda olduğu bir namusu ve sevmeye yasaklı töreleri...Adam gibi adam derler de kadın gibi kadın demezler. mesela taş gibi derler.Soğuk olmak zorundadır, hissetmemesi gerekir, iyi gözükmelidir ama öyle çok iddialı da olmaması gerekir. Erkeğin yanında yerini bilmelidir.Kadın olmak suçtur bu hayatta. Seversin deli derler, sevmezsin kötü derler. Elde edilirsin  basit olursun elde edilmezsin, konuşmalara meze olursun.Susarsın bir şey bilmiyor derler,susmazsın dili uzun derler.Kadın olmak insanlığa empoze edilmiş ,eksik etektir. Çünkü kadın aklı ermez gözü açılmamalı, sırtından sopa, karnından sıpa eksik olmamalıdır. 
Neden ? Kadın şeytana açılan kapıdır çünkü. O kapıyı kadına açtırtmamalı.Oysa bu düşüncelerdir, kadını eksik hale getiren ,namusunu alıp etek altına iten, inançlarını yok eden.Bu düşünceler olduğu müddetçe ,Kadın önemlidir demek ve bir günde anlamlandırmaya çalışmak,aşağılamaktan başka bir şey değildir.Kimsenin bizlere  böyle bir günü armağan etmelerine gerek bile yok.Çünkü  biz kadınlar bu düşüncelerin aksine doğuştan güçlüyüz.Önce insanız,sonra evlat ve sonra sadık bir eş ve en kutsal ,anneyiz.eğer ki aksini hale düşünen varsa 8 Mart'a yüklenmesinler çünkü  onlardır asıl , bir melekten şeytan yaratmasını bilen......


Göknur ORAL