ÂŞIK VEYSEL…
Doğmak, ölmek için bir sebeptir.
Ama yaşamak…
Her saniyesini hak ederek, türkülerle, aşkla yaşamak ve yaşatılmak …
Dünya tabiatında , belki de en doğru tanımı; Başka bir alemin ufka açan güzel yankılarıydı.
Doğmak, ölmek için bir sebeptir.
Ama yaşamak…
Her saniyesini hak ederek, türkülerle, aşkla yaşamak ve yaşatılmak …
Dünya tabiatında , belki de en doğru tanımı; Başka bir alemin ufka açan güzel yankılarıydı.
Ve işte böyle bir adem oğlu vardı.Dünyaya gelip yine bu dünyadan
göç etse de izleri hala varolan.Hem izlerinin hala devam ediyor olması
kaçınılmaz bir nedenin gerçeğidir.Ve bu gerçeği bulmada yada
gerçek bir ozan değerlendirmesi yapmada ne söylense eksik kalır , yanlış
yapılır.
Aşık Veysel gerçeğini tanımlayabilmek için onun
yaşadığı koşullara inmek gerekir. Kimilerine göre Ozanlık geleneğinin
son temsilcisi, kimilerine göre şişirilmiş balon. Oysa Veysel ne ozanlık
geleneğinde son halka, ne de abartılmış bir kişiliktir. Evet Veysel’le ilgili
bilinmeyen çok yönler vardır.
Ancak bizler bunu bilmeliyiz ki ,Aşık Veysel’i mutsuz
eden etmenlerin başında gözlerinin görmemesi değil, yaşıtlarının asker olmasıdır.Onu
en çok seferberlik yılları etkilemiş ve kendisinin bunda payının olmaması onda
derin izler bırakmıştır.Zaten ileriki aşamalarda yazdıklarını ,vatan ve yurt
sevgisi şiirleri bu düşünce ve duyguların dışa vurumu olduğunu bariz gösteriyor.
Yani anlatmak istediğim her şeyden evvel Veysel ümmi değildi. Veysel el ve gözleriyle değil. Gönlüyle okuyup yazıyordu.Okulu ise yöredeki Bektaşi dergahları, öğretmenleri, dede ve babalardı. Etkileşimi ise yörenin büyük ozanları ve arkadaş ilişkileriydi. Veysel’i var eden koşullar geçmişidir, ilişkileri ve çevresidir. Sonrası bu birikimler üzerinden yürümüştür. Bu temel olmasa, Veysel de olamazdı.
Yani anlatmak istediğim her şeyden evvel Veysel ümmi değildi. Veysel el ve gözleriyle değil. Gönlüyle okuyup yazıyordu.Okulu ise yöredeki Bektaşi dergahları, öğretmenleri, dede ve babalardı. Etkileşimi ise yörenin büyük ozanları ve arkadaş ilişkileriydi. Veysel’i var eden koşullar geçmişidir, ilişkileri ve çevresidir. Sonrası bu birikimler üzerinden yürümüştür. Bu temel olmasa, Veysel de olamazdı.
Ve öyle ya çoğumuzun çocukluğunda anlatılan ,eserleriyle gönlümüzü
feht eden Veysel ŞATIROĞLU lakabı ile bilinen Aşık Veysel ,bugün doğdu (25.Ekim.1894)
ve sonsuza kadar yaşayacak…