Bir bakıyorsun
hayat hiç adil değil bitiyor...
Hoşgeldin'le güle
güle arasındaki zamanı bir türlü yakalayamıyorsun...
20'li
yaşlarımdayım, daha çok zamanım var diyorsun .20'li yaşlar, 30'lu yaşlar
bitiyor, bir bakmışsın 40'lı yaşlara gelmişsin. Anlatarak bitirilemeyen
anılarla dolu sohbetlerde bir zaman bitiyor ,yerini yaşam mücadelesine kalmış
,kırıntılara bırakıyor.
Yıllar saman
alevi gibi tükenip bitiyor...
Günler geçip
gidiyor ama gaflet bizi hiç terk etmiyor. Ya da biz onu...
Ağlamayan gözden
Allah'a sığınan Resulün ümmetiyiz ama şahsi sorunlarımız dışında, ahiret için
döktüğümüz gözyaşlarımız yok denecek kadar az...
Nasıl da
kaptırdık kendimizi son dakika haberlerine. Nasıl da unuttuk kendimizi...
Haber okumaktan,
sosyal medyanın yayın akışını takip etmekten fırsat bulup bir türlü Kur'an'a
yönelemiyoruz.
Namazlarımız
isteksiz ve ağır aksak...
Secdelerimiz
yarım, dualarımız eksik...
Kalbimize bir
siyah nokta bırakarak ,bir günü daha bitirdik işte.
Oysa yaşamak
nedir ki?
Gelirsin,
gidersin…
Mühim olan, gelip
gitmek değildir.
Mühim olan, nasıl
gittiğin, nereye gittiğin ve ne bıraktığındır…
Hani kimi selâ
ile alelacele, kimi alkışlarla, sonsuzluğa...
Kimi toprağa
kavuşur,kimi insanlığın kalbine ulaşır.Kimi "hiç yokmuş gibi unutulur,
Kimi bir dakika
bile çıkmaz akıldan. Kimi,kendi için yaşar. Kimi, ekmek,gül ve hürriyet için...
Ama yinede bir
son .
Her gün selaları,
ölüm haberlerini duyuyoruz. Ah tüh edip , yinede hoppa kaldığımız yerden devam
...
Ölümü hiç
kendimize konduramıyoruz.
Oysa aldığın her
nefesle ömür bitiyor... Her şeyi hızla tüketiyor, tüketirken tükeniyoruz.
Ölüme bir gün
daha ... Belki bir dakika. Belki de bir saniye .
Ölüme ,ölmeye
gerçekten hazır mıyız ?
Biz beklemesek de
geliyor, kaçınılmaz son.
Göknur ORAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder