Tartışma konusu,tercih,fikir veya
bir görüş değil,istismar alelen bir suç !.. Minik bir kalp daha durdu ya
,insanlık yas tutsa ne olur ? Şeytanlaşmış insanlar hâla hayatta.
Ve biliyorum, klavye kahramanlığı da çözüm değil ancak insanlık ,islamı
doğru şekilde kavrayamadıkça suçların azalması yönündeki istenilen ağır cezalar bir işe
yaramayacak.Yada çoğunuz bu kanının doğru olmadığını savunacaksınız .Kim bilir
belki idam cezası son derece radikal bir
karar fakat ülkemiz çapında uygulanan hiç bir
kanun ne suçluları, suçlarından
vazgeçirdi ne de şuan bazı ülkelerde uygulanan idam cezaları ile suçların önüne geçilebilindi.
Etrafınıza ,yaşadığınız dünyaya bir
zahmet gözlerinizi açın ! En büyük düşmanımız, kalbimizin üzerinde oturmuş şeytani
duygular.Bir kaç hafta önce Amerika'da bir anne, mahkemede oğlunun katilini
sarılarak affettiğini söylemişti.
Ve eklemişti '' Senden nefret
etmiyorum ,nefret edemem.Bizim yolumuz bu değil .Merhamet etmek,bizim yolumuz
bu.Onlardan istediğimiz şey ,intikam değil.İntikam hiçbir şeyi çözemez.oğlumu
geri getiremeyecek.''

Ve şimdi biz ,içimiz kan ağlasa da islamın
bizi doğruya yönlendirmeyeceğine inanıyoruz gerçi islamı bilmekle ,yaşamak
arasındaki ince detayı vurguladığımı anlamışsınızdır.
Ve yine şimdi yaşadığımız ülkeye
bir bakın !
Beyinlerimiz istila altında . Türk
dizilerinde bir değişiklik var mı diye takip ettiğim televizyon akışının
sonunda bende kalanlar; Kadına şiddet her dizide mevcut (algı operasyonuyla
doğal mı acaba dedirtilmeye çabalanıyor? Sorusu), falçata, bıçak ve silahla
yaralama en az iki bölümden birinde
olmak zorunda, çocuklar ağlıyor, şiddete maruz kalmasalar bile şahit oluyorlar,
bir anda kocanın başka kadından çocuğu ortaya çıkarken, diğer çocuğun babası
olmadığı öğrenildiğinde hiç bir tepki verilmiyor, şiddet, gasp v.b suçların yer aldığı dizilerde kolluk güçleri yer almıyor ve suçun
cezası karakterler tarafından veriliyor, cinsel beraberliği metresiyle yaşayan
adamın, bir nedenle karısının eve dönmesiyle üçü aynı evde yaşıyor...
Daha o
kadar çok şey var ki... İnsanlarımız ne izlerse bilinçlerinde bu şekil alır.
Peki kötü örnek sonucunda doğruyu keşfederek hayatına uygulayacak insan sayımız
ne kadar? işte kilit nokta bu soru.Belki de asıl radikal karar bu yönde
alınması gerek.
Düşünün
! Kadının kadına düşman karakterlerini
izlemeye ne kadar ihtiyacımız var? Ya da sofrada huzur ile yemek paylaşımdan,
ne zaman kavga etme içerikli yemek programlarına dahil olduk? Hoş görüye çok
fazla ihtiyacı olan toplumumuzun kim kiminle hangi yemek programında kavga
ettiği, kim daha ağır laf etti hesaplamasını istiyor muyuz? Hiç bir dizide aile
düzeni sağlıklı olarak belirtilmiyor. Ya baba sapık, hapisten çıkmış karısına
çocuklarına zulüm ediyor, ya da anneleri akıldan yoksun. Namus, para kazanma
usulleri, adaleti arayış şekilleri ve ya şiddet...
İşte
klavye kahramanlığın bir nebze çözümü ; Ben bu dizileri protesto ediyorum ve
seyretmiyorum. Benim televizyonum o saatlerde ya bilgi verici programlara açık
olacak ya da kapalı kalacak. Bu topluma yazık ediyorsunuz. Cinayetlerin,
kadına, çocuklara ,bebeklere şiddete, sokakta insanlara zarar vermelerin
çoğaldığı bu toplama bu diziler haram. Çok yazık ediyorsunuz. Bilinçli bir
birey, ebevyn olmadan bu düzen değişmez ve bizler daha çok üçüncü sayfa
haberlerine maruz kalırız.
Göknur ORAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder