Bu Blogda Ara

21 Mart 2018 Çarşamba

DOWN SENDROMU

          Sıklıkla duyduğumuz fakat hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız ne çok konu var.Okudukça öğrenmenin ve öğretmenin nimetine şükür ! Ya peki bizler kadar şanslı olmayanlar ... Çocukken bazen denk gelirdim ,birbirine benzeyen insanlara.ama öyle birini anımsatırmışçasına değil ,tek yumurta ikizi gibi.Bir akrabamın çocuğu vardı.Herkes, '' deli yada zihinsel engelli'' diye tanıtmıştı bana.Çocuktum,bilmiyordum ki down sendromu diye bir hastalık var.
    Bir gün okuldan çıktım.Daha 3.sınıftayım.Aklımın alamayacağı o kadar çok şey vardı ki , güzellik o zaman sindi bebek gibiydi benim için.Çünkü prenses olmayı hiç hayal etmemiştim,prenses olduğuma inanmıştım.İşte ilk defa o zaman korkmuştum.Karşımda o çocuk vardı.Ona bakınca aynı olacağımı düşünmüştüm belki de.Yine de yanına gittim.
Ve dedim ki ,gel seni evine götüreyim.Arkadan bir ses , Emre diye bağırıp koşuyor.Daha çok korktum.Durdum öylece.Meğer annesiymiş.Tabi tanıdığım kişi olmadığını idrak etmem yıllar sonra oldu.Çünkü o zaman büyüklerime sorduğumda ''Rabbim öyle yaratmış bazı insanları gibi vs. cevaplar alıyordum.Aradan geçen koca yıllar üstünden, hala günümüz şartlarında down sendromun sadece delilik ve özürlülük kavramı taşıyor olması üzücü.İnsanlarımız bilinçsizce hareket ediyor.Sadece çocuklarının down sendromu hastalığı olanların bilgilendiği bir durum değil ,kaldı ki böyle aileler bile çoğu zaman idrak edemiyorlar.
Oysa Down sendromu her yıl dünyada yeni doğan bebeklerde görülen genetik bir farklılıktır,kromozomlarla alakalı.Yani bir hastalık değildir.Belli bir sebebi yoktur. Dünyada 6 milyonun üzerinde down sendromlu bireyler yaşamaktadır.Çoğunlukla hafif veya orta seviyeli öğrenme güçlüğü gibi sorunların yanında ne yazık ki vücuttaki küçük ve büyük ortak farklılıklar yapısal olarak etkili oluyor.Down sendromlu olan insanlar birbirlerine çok benziyorlar fakat bu insanlar için önlerindeki en büyük engel,zihinsel olarak akranlarından daha yavaş gelişmeleri değil,onların sadece neleri yapamayacağına odaklanmış yanlış bakış açısı ve inançlarıdır aslında.İşte tamda burada bize düşen sorumluluk bu açı.
   Eğer etrafınızda Down sendromu olan çocuklar varsa veya onlarla bir yerlerde karışlaşırsanız, neler düşündüklerini bilmenizi istediğimden size 17 yaşındaki bir çocuğun mesajını iletmek için yazıyorum.

'' Down sendromu olmama rağmen aslında hayatım diğer çocukların hayatlarında çok da farklı değil. Ben de kitap okuyorum. Televizyon izlemeyi çok seviyorum. Arkadaşlarımla müzik dinliyorum. Hatta yüzüyorum, okulda çok eğlendiğim bile oluyor. Bazı derslerim diğer çocukların dersleri ile aynı ama bazıları farklı. Matematik ve biyoloji derslerini seviyorum. Diğer çocuklardan daha farklı olarak öğretmenlerimiz bizimle daha çok ilgileniyor çünkü bizim öğrenmemiz o kadar kolay olmuyor.Dersler dışında da bazı farklarımız olabiliyor. Mesela ben kolay kolay bisiklet süremiyorum. Olmuyor. Ama bunu kabul ettim, hayat sadece yapamadığımız şeylerden oluşmuyor. Bu hastalığı yani Down sendromu olduğumu değiştiremem. Yok etmem mümkün değil. Ama insanların bana karşı davranışlarını değiştirebilirim. Beni daha çok sevip, benimleyken sıkılmayıp eğlenmelerini sağlayabilirim. Bu sefer ben de eğlenmiş oluyorum çünkü.İnsanlardan istediğim şey beni böyle kabul etmeleri. Onlar öyle ben böyle. Ama en çok istediğim şey yeni arkadaşlar.''
Mesajı böyle bitmiş.Dediğim gibi bizlerin yapacakları asıl şimdi başlıyor !..Down sendromu olan birilerini gördüğünüzde onlara nasıl yardım edebileceğinizi artık biliyorsunuz !.. 
Arkadaş olarak !..


Göknur ORAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder